top of page

Antidepresan Grubu İlaçlar

Güncelleme tarihi: 9 Eyl 2022



Depresyon; günümüzde en sık tanı koyulan ruhsal hastalıklardandır. Dünyada ve Türkiye’de antidepresan ilaçların kullanımının gittikçe arttığı görülmektedir. Depresyonun en büyük sebeplerinden biri strestir. Aynı zamanda endüstriyel yaşam da depresyon vakalarının artmasına sebep olmuştur. Artan stres beyindeki nöron sayısını ve nöral dallanmayı, iletim ağını zayıflatır. Bu da dış dünya ile ilişkinin zayıflamasına neden olur. Artan strese karşı oluşan depresyon vücudun ve bireyin kendini koruma mekanizmasıdır.

Sinir hücrelerindeki bilgi akışını sağlayan küçük kimyasal iletkenler olarak adlandırılan asetilkolin, norepinefrin (noradrenalin), dopamin, seratonin ve GABA (gama-aminobütirik asit) gibi nörotransmiterler, ruhsal hastalıkların gelişmesinde büyük rol oynarlar. Psikotrop ilaçlar nörotransmiterler üzerinde etkindir. Bu sebeple gelin bu nörotransmiterlerin vücudumuzdaki görevlerine kısacık göz atalım.


Nörotransmiterler



Dopamin; beyindeki en önemli işlevleri, güdülenmeyi sağlamak, eylemlerden haz duyulmasını sağlamak, tekrarlı davranışların oluşmasını sağlamaktır.

Epinefrin ve norepinefrin; ikisi birlikte kalp atım hızını ve iskelet kaslarına giden kan akışını hızlandırarak “kaç ya da savaş” tepkisini verirler. Aynı zamanda kan basıncının ve nabzın düzenlenmesinde görev alırlar.

Serotonin; yiyecek alımını, uyku ve uyanıklığı, sıcaklık düzenlemesini, ağrı kontrolünü sağlar (Kutlu ve Demiray 2021). Beyinde yaptığı en önemli vazifesi yatıştırıcı etkisidir. Bu nedenle mutluluk hormonu olarak ün salmıştır. Varlığı mutluluk yaratmaz fakat yokluğu mutsuzluk getirir. Antidepresanların özellikle SSRI gibi antidepresanların alameti farikası serotonin aktivitesini çoğaltmak değil, nöral dallanmayı artırması ve kuvvetlendirmesidir.

Asetilkolin; uyku ve uyanıklık döngüsünü kontrol eder (Kutlu ve Demiray 2021). En büyük görevi kısa süreliği belleği uzun süreli belleğe çevirmesidir. Alzheimer hastalığında ilk azalan nörotransmiterdir. Asetilkolin kısa süreli belleği uzun süreliği belleğe aktaramadığı için bu hastalarda kısa süreli bellek unutulur.

Glutamat; bellek oluşumu ve bellek kaydından sorumludur. Aynı zamanda bilişsel fonksiyonları güçlendirmesi ve muhakeme kabiliyetini yükseltmesidir. Anksiyete ve depresyon da glutamat fazlalığından bahsedilmektedir. Aynı zamanda GABA aktivitesi düşer.

GABA; inhibitör (baskılayıcı) nörotransmiterdir. Elektriksel iletiden sorumludur. Diğer nörotransmiterleri modüle eder (Kutlu ve Demiray 2021). Glutamat gaz pedalına, GABA ise frene basan nörotransmiterdir.


Depresyon, monoamin nörotransmiterlerin (norepinefrin, serotonin ve dopamin) konsantrasyonunun yetersiz düzeye düşmesinden kaynaklan bir ruhsal hastalıktır. Depresyonun tedavisinde kullanılan ilaçlara “antidepresan ilaçlar” denir. Antidepresan ilaçlar; seçici seratonin gerialım inhibitörü (SSRI), serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI), trisiklik antidepresanlar (TCA), monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI), serotonin antagonist ve gerialım inhibitörleri (SARI) ve norepinefrin ve dopamin geri alım inhibitörü (NDRI) olarak alt gruplara ayrılmaktadır (Kutlu ve Demiray 2021).


Antidepresan İlaçların Etki Mekanizması

Antidepresanlar, norepinefrin, serotonin ve dopamin gibi monoamin nörotransmiterler üzerinde etkilidir. Depresyonda monoamin nörotransmiterlerin (norepinefrin, serotonin ve dopamin) konsantrasyonunun yetersiz düzeye düşmekteydi. Bu sebeple;


MAOI’ler, norepinefrin, serotonin ve dopamin nörotransmiterlerin yıkılımı engelleyerek bu nörotransmiterlerin düzeyini artırmaktadır.

SSRI’lar, serotoninin hücreye geri alımını engelleyerek uyaracağı alıcı hücrenin daha fazla serotonine maruz kalmasını sağlamaktadır. Bu da vücuttaki serotonin düzeyinin artması bir anlamda depresyon seviyesinin azalması demektir.

SNRI’lar, Serotoninin ve norepinefrinin geri alımını engelleyerek serotonin ve norepinefrin miktarını da artırmaktadır.

TCA’lar, serotonin ve norepinefrin düzeylerini artırmakta ve asetilkolin etkilerini de azaltmaktadır.

SARI’lar, serotonin düzeyini artırmaktadır.

NDRI’lar, norepinefrin, serotonin ve dopamin nörotransmiterlerin geri alımını engelleyerek etkinlik göstermektedir (Kutlu ve Demiray 2021; Engin ve Dülgerler 2021).


Antidepresan İlaçların Endikasyonları (Kullanım Alanı)

Antidepresan ilaçlar, majör depresyon, anksiyete bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, bipolar bozukluğun depresif epizodu, alkolizm de kullanılır.


Antidepresan İlaçların Kontrendikasyonları (Kullanılmaması Gereken Durumlar)

Antidepresan ilaç grubuna duyarlı olanlar da hamile ve emziren bireylerde bütün antidepresanlar kontrendikedir (Örsel 2004; Ançel 2016; Kutlu ve Demiray 2021).


Antidepresan İlaç Grubu

Etken Madde

Endikasyonu

SSRI (Seçici seratonin gerialım inhibitörü)

​Essitalopram, sitalopram, paroksetin, fluoksetin, fluvoksamin, sertralin

​Ansiyete bozuklukları, depresif ve obsesif kompulsif bozukluk

​SNRI (Serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri)

​Venlafaksin, duloksetin

​Depresyon tedavisinin dışında, anksiyete bozuklukları, fibromiyalji, diyabete bağlı sinir hasarı.

TCA (Trisiklik antidepresanlar)

​Amitriptilin, opipramol, imipramin, nortriptilin, protriptilin klomipramin

​Zona, diyabete bağlı sinir hasarı, anksiyete, fibromiyalji, migren, enürezis.

MAOI (Monoamin oksidaz inhibitörleri

​İzokarboksazid, fenelzin, selejilin, maklobemid

​Depresyon, panik atak, anksiyete bozukluk.

SARI (Serotonin antagonist ve gerialım inhibitörleri)

​Trazodon, nefazodon

​Uyku döngüsünü düzenleme, panik atak, anksiyete bozuklukları.

NDRI (Norepinefrin ve dopamin geri alım inhibitörü)

​Bupropion (Wellbutrin; depresyon/ Zyban ise nikotin bağımlılığında etkilidir.)

​Depresyon ve nikotin bağımlılığı.

(Örsel 2004; Ançel 2016; Yüzbaşıoğlu ve ark. 2016; Engin ve Dülgerler 2021; Kutlu ve Demiray 2021).


Antidepresan İlaçların Yan Etkileri

Antidepresanlarda; anksiyete, hazımsızlık ve mide ağrıları, diyare, konstipasyon, iştah kaybı, aşırı yemek yeme, baş dönmesi, uykusuzluk, baş ağrısı, erkeklerde ereksiyon sorunları, ağız kuruluğu, bulanık görme, aşırı terleme, hipertansif kriz olası yan etkilerdir (Ançel 2016; Engin ve Dülgerler 2021; Kutlu ve Demiray 2021).


Antidepresan İlaç Kullanan Bireylerin Dikkat Etmesi Gereken Noktalar

- Antidepresan ilaçların tedavideki doz ve yeterli süresi çok önemlidir. Etkileri kullanıma başlanmasından 1-3 hafta sonra başlar, tam etkisi 4-6 hafta sonunda ortaya çıkar. Bu süre zarfında hastaların klinik bulgularında azalma beklenmez. 2-3 haftadan sonra yanıt almamak tekrar değerlendirmeyi gerektirir.

- Antidepresan ilaçlar ani olarak kesilmemelidir. Bu durum yoksunluk belirtilerinin görülmesine neden olur. Tedaviye yanıt alındığı taktirde düzelmeden sonra 6-12 ay tedavi devam etmelidir. İlacın kullanım süresinin ardından ilaç aylar içerisinde azaltılarak kesilmelidir.

- Antidepresanlar grubu ilaçların sigara ve alkol ile etkinliğinde azalma ve beyinde olumsuz etkileri sebebiyle kullanılmamalıdır.

- MAOI grubu antidepresan ilaçlarla peynir ve türevleri, alkollü içecekler, avokado, muz, kafein içeren içecekler, işlenmiş etler (füme, salam, sosis...), havyar, sığır konservesi, tavuk ciğeri, çikolata, incir, lahana, kuru üzüm, soya sosu, yoğurt gibi tiramin içeren besinler ile kullanıldığında “hipertansif krize” neden olduğu için tüketilmemelidir.

- SSRI’lar zehirlenme etkisini artırması sebebiyle digitoxin, fenitoin, lityum ve warfarin içeren ilaçlar ile kullanılmamalıdır (Örsel 2004; Engin ve Dülgerler 2021; Kutlu ve Demiray 2021).


İlaç Kullanımında Psikiyatri Hemşiresinin Rolleri

- Antidepresan ilaçlar ile alakalı bilgi eksikliğini azaltmak ve tedaviye uyumu güçlendirmek için ilaçların etkisi ve yan etkileri hakkında hasta ve ailesine bilgi verilmelidir.

- Hastalığındaki semptomların kaybolmasa dahi ilaç alımına devam etmesi, terapötik etkinin (tedavi edici) 4 haftadan önce görülmeyeceği açıklanmalıdır.

- Tedavinin etkinliği adına ilaç alımının kontrol edilmesini sağlamalıdır.

- İlaç uyumsuzluklarının önüne geçebilmek adına hasta ve ailesine antidepresan grubu ilaçların bağımlılık yapmayacağı vurgulanmalıdır.

- Hipertansif krizin (başın arka bölümünde ağrı, çarpıntı, ateş, terleme, göğüs ağrısı) önlemek adına yaşam bulguları (ateş, nabız, solunum, kan basıncı) takip edilmelidir.

- “Seratonin sendromu”; huzursuzluk, ruhsal durumda değişiklikler, çarpıntı, tansiyon değişkenliği, titreme, aşırı terleme, kasta istemsiz seğirme belirtileridir. Bu belirtiler yönünden hasta takip edilmedir ve hasta bireye vurgulanmalıdır.

- İlaçların birden kesilmemesi gerektiği, yoksunluk belirtilerinin (baş dönmesi, baş ağrısı, kusma...) görülebileceği bu sebeple hekim kontrolünde azaltılarak kesilmesi, hasta ve ailesine vurgulanmalıdır.

- Olası bir yaralanmanın önüne geçmek için, hasta bireyi gözlemlemeli, hızlı ve ani hareket etmemesi önerilmelidir.

- Polifarmasi (çoklu ilaç kullanımı) konusunda toksik belirtiler gözlenmeli ve buna yönelik önlemler alınmalıdır. Hasta bireye hekim onayı olmadan ilaç kullanmaması söylenmelidir.

- Ağız kuruluğu yan etkisi için şekersiz sakız ve draje çiğnemesi ve yudum yudum su içmesi önerilmelidir. Ağız hijyeninin önemi hasta bireye vurgulanmalıdır.

- Hasta bireyin intihar düşüncesi sorgulanmalıdır. Duygu durumu takip edilmelidir. Özellikle duygudurumdaki ani yükselmeler konusunda tetikte olmalıdır.

- Güneşe hassasiyet oluşabileceğinden ötürü hasta bireye güneş koruyucu krem ve gözlük kullanması önerilmelidir.

- İlaçların etkinliğini azaltacak yiyecek ve içecekler yönünden hasta ve ailesine eğitim verilmelidir.

- Hasta bireyde uyku söz konusu ise kendisine ve çevresine zarar verebilecek alet ve araba kullanımından kaçınması gerektiği hasta ve ailesine söylenmelidir.

- Hastalara göz ağrısı olduğunda hemen bildirilmeleri gerektiği söylenmelidir. TCA’lar ile tedavi edilmeden önce yaşlı hastaların glokom açısından değerlendirilmesi gerekmektedir (Ançel 2016; Engin ve Dülgerler 2021; Kutlu ve Demiray 2021).


Doğru Bilinen Yanlışlar Köşesi




Antidepresan ilaçlar, mutluluk ilacıdır. Sorunlarımızı dertlerimizi hafifletirler.

Antidepresanlar mutluluk ilaçları olduğuna inanılır ama bu doğru değildir. Depresyonun getirmiş olduğu semptomları yatıştırır. Normal halinizden mutlu hissettirmez.

Antidepresanlar bağımlılık yapıcı/uyuşturucu bir ilaç grubudur. Kullanmaya bir defa başlanılmış ise devamı gelir.

Antidepresanlar bağımlılık yapmaz, uyuşturucu değildir. Bu nedenle bir kez bile kullanmak bireyde fizyolojik bağımlılığa sebep olmaz.

Antidepresanlar kilo aldırır.

Kilo alımı antidepresan grubu ilaçların olası yan etkilerinden biridir. Fakat tüm antidepresan grubu ilaçlar için genellemek doğru değildir. Bazı gruplarda kilo artışı görülürken bazı gruplarda kilo kaybı bile görülebilmektedir.

Antidepresanlar uyku yapar.

İlk haftalarda ilaca uyum sürecinde uyku halinin olması normaldir. Sanıldığı gibi gün boyu uyutan ilaçlar değildir.

Antidepresanlar bireyleri intihara sürükler.

Antidepresanlar, etkili oldukları ve bireylerdeki duygudurumu yükseltmeye başladıkları zaman intihar düşüncesini uygulama yönünde artan bir enerjiye sahip olabilmektedir. Fakat bu durumu her birey için genellemek yanlıştır.

Antidepresan ilaçlar kişiliğimizi değiştirir.

Antidepresan ilaçlar kişiliği değiştirmez. Mizaç üzerinde olumlu etkiler yaparak depresyonu yatıştırmaktadır. Hatta ruhsal rahatlamaya bağlı olarak depresyonun ortaya çıkardığı bedensel belirtileri de düzeltebilmektedirler.

Antidepresan ilaçları kötü hissettiğimizde kullanmalıyız ve iyi hissettiğimiz an ilacı bırakabiliriz.

Antidepresanlar hemen etki etmez. Etkileri 2-4 haftada ortaya çıkmaya başlar. Kendinizi kötü hissettiğinizde ilacınızı içmeniz ya da fazladan bir tane daha içmeniz, o an yaşadığınız sıkıntıya yardımcı olmaz. İlacın terapötik etkisi için en az 2-3 hafta gerekir. Antidepresanların etki edebilmesi için her gün düzenli kullanılması gerekir. Aniden ilaç kesilmemelidir. Böyle bir durumda kesilme belirtileri ortaya çıkabilir. Hekim kontrolünde azaltılarak kesilmelidir.

Antidepresan kullanmak güçsüz ve yetersiz olduğumuzu gösterir.

Doktorun gerekli görüp reçete ettiği durumlarda antidepresan kullanmak sorunlarla yüzleşmekten kaçmak ya da güçsüz olmak anlamına gelmez. Beden sağlığımız kadar ruh sağlığımızın da çok önemli olduğu gerçeği unutulmamalıdır.


Kaynakça ve İleri Okumalar:

1. Ançel G. Depresif Bozukluklar. Townsend MC. (Ed.). Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliğinin Temelleri, Akademisyen Tıp Kitapevi, 6. Baskı, 2016, p:378-427.

2. Engin E, Dülgerler Ş. Ruhsal Bozukluklarda İlaç Tedavisi. Çam O, Engin E. (Ed.) Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Bakım Sanatı, İstanbul Tıp Kitapevleri, 3. Baskı, 2021, p: 837-872.

3. Kutlu L, Demiralay Ş. Psikofarmakoloji ve Hemşirenin Rolü. Batmaz M, Gezgin Yazıcı H. (Ed.) Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği, Nobel Tıp Kitapevleri, 2021, p: 397-429.

4. Örsel S. Depresyonda Tedavi: Genel İlkeler ve Kullanılan Antidepresan İlaçlar. Klinik Psikiyatri, 2004, Ek 4: 17-24.

5. Yüzbaşıoğlu D, Avuoğlu Yılmaz E, Ünal F. Antidepresan İlaçlar ve Genotoksisite. TÜBAV Bilim Dergisi, 2016; 9(1): 17-28.

Resim- https://sinirbilim.org/antidepresanlar-nasil-calisir/ (Erişim Tarihi: 01.09.2022).

 
 
 

Comments


Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

©2021, Psikiyatri.com tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page